a
b

10 Mayıs 2009 Pazar

Kadir İnanır

Bir gün Haydar isimli bir adam kız arkadaşıyla buluşmak için restorana gitmiş oturup kızı beklemeye başlamış bi bakmış ki 2-3 masa ileride Kadir İnanır gitmiş yanına
- Kadir ağabey bir imza alabilir miyim? demiş
Kadir İnanır:
- Tabi. demiş vermiş imzayı adam gitmiş oturmuş yerine bi kaç dakika geçmiş Haydar kalkmış yerinde
- Kadir ağabey birazdan kız arkadaşım gelecek geçerken bir selam verirmisin ya karizma olur. demiş
Kadir İnanır:
- Tamam olur.demiş
ardından adam dayanamamış kalkmış yerinden yine
- Kadir ağabey be yanımızdan geçerken selam verip iki muhabbet edermisin ya çok sağlam karizma yaparız demiş
Kadir İnanır:
- İyi tamam hadi geç otur yerine ben giderken uğrarım sizin masaya demiş.
Adamın kız arkadaşı gelmiş oturmuşlar muhabbet ederken Kadir İnanır gelmiş
- Haydar naber abi? demiş
Haydar:
- Kadir bi siktir git ya.

Hangi Balık?

Adam, avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para
cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında, kucağında
kocaman
bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış..
- Avlanma izniniz var mı? diye sormuş, polis müdürü..

- Yok demiş adam, - Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.
Her
gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık çalıyorum dönüp
geliyor, alıp eve götürüyorum.

- Tamamen palavra!
demiş polis müdürü, - Balıklar bu dediğinizi
yapamaz.

- İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim.

- Tamam.. Görelim bakalım.
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş,
polis müdürü adama dönüp - Evet?
demiş

- Evet ne?

- Ne zaman geri çağıracaksın

- Neyi?

- Balığı

- Hangi balığı?

Faks

Bir Türk, bir Amerikalı ve bir alman birlikte saunaya gitmişler. Bellerinde birer havlu saunada oturmuşlar ter atarlarken, bip bip bip diye ses duyulmuş. Amerikalı, sağ eliyle sol koluna dokunup,
- Çağrı cihazım çaldı. Derimin altında elektronik devre var da... demiş. Aradan biraz zaman geçmiş, bu sefer bir cep telefonu çalmaya başlamış. Bunun üzerine alman, sol avuç içini kulağına götürmüs ve konuşmaya başlamış. Görüşmesi bitince, Türk'e ve Amerikalıya dönüp,
- Avucumun içinde cep telefonu devresi var da...
demiş teknolojik olarak geri kalmayı gururuna yediremeyen Türk,
- Bana bir dakika izin verin
demiş ve dışarı çıkmış. Birkaç dakika sonra döndüğünde poposunun arasına sıkışmış tuvalet kağıdı sarkıyormuş. Amerikalı ve Alman'ın kendisine garip garip baktığını görünce,
- Faks geliyor da..

İddacı

İşsiz güçsüz bir adamda kaynağı bilinmeyen çok ama çok fazla para varmış Herkes bu kadar çok parayı nerden kazandığını araştırıp duruyormuş. En sonunda adamı karakola çağırmışlar o kadar paranın hesabını vermesi için. adam gitmiş karakola. komser hemen lafa dalmış.


-anlat bakalım bu kadar parayı nasıl kazandın. üstelik bir işin bile yok.

-ben herkesle iddiaya girerim komserim. ve her iddiayı da kazanırım.

-olum sadece iddiaya girerek bu kadar para kazanılırmı.

-size kanıtlıyablirim komiserim.

-nası kanıtlıyacan.

-sizinle bi iddiaya girelim benim hiç iddia kaybetmiyeceğimi anlarsınız. 100 dolarına bahse girerimki ben sol gözümü ısırırım.


Komiser düşünmüş. bi insan nasıl gözünü ısırabilir diye ve sonunda olamıyacağına karar verip iddiaya girmiş. adam bunun üzerine takma olan sol gözünü çıkarıp ısırmış. Komiser hayretle onu izledikten sonra.

- tamam ama bir iddiayla sana inanacak değilim demiş. adam peki demiş.

- 500 dolarına iddiaya girerimki. sağ gözümü de ısırırım.

Komiser iki gözü de takma olsa bu adam göremez herhalde deyip bi daha girmiş iddiaya. Sonra adam takma dişlerini çıkarıp sağ gözünü de ısırmış. komser yine şaşırmış ama pes etmemiş. Hala inanmadım demiş. Adam tamam sizinle son bir iddiaya daha girelim üstelik bu sefer bedava demiş. Komser hemen kabul etmiş.Nedir iddia demiş?

-benim sikimin uzunluğu buradaki herkesin siklerinin toplam uzunluğundan daha fazladır demiş.
komser şöyle bi etrafına bakmış. Yaklaşık on kişi var. herbirininki 15 santim olsa toplam 150 santim yapar. Tamam demiş girmiş iddiaya. Adam indirmiş donunu bi bakmışlar ki küçücük bişey. Komiser hani uzundu lan demiş. Adam çekin komserim. Çekerseniz uzar demiş. komser adamın şeyini çekmeye başlamış. Çekiyomuş çekiyomuş. Uzamıyomuş. O sırada adam bi arkadaşına telefon etmiş.

- Alooo Ali olum komserin eline verdim 10.000 DOLARI hazırla!

12 Şubat 2009 Perşembe

T.S.P

Temel sabah uçağı ile parise gidiyor. İşlerini tamamlayıp aksam uçağı ile İstanbul'a dönmek istemekte...aksilik uçağı kaçırır.
Lüks bir otelin yolunu tutar. Odasina çikip uyur. Sabah yedide
resepsiyona gidip hesabini sorar. Eline bir fatura uzatirlar Temel
şaşırır:
- Lan bir basimizi koyduk ve kalktik 400 dolar olur
mu?
der.
- Ama efendim hizmetlerimiz var.
Temel faturaya bakar T.K.P 100$
- T.K.P ne?
- Tenis kortlarini kullanma parasi
- Ben kullanmadim ki?
der Temel
- Kullansaydiniz efendim 6 tane kortumuz var. der
Resepsiyon memuru yine bakar
- H.K.P 150$
- Bu ne?
- Havuzu kullanma parasi
- Kullanmadim ki?
der Temel.
Resepsiyon memuru gayet sakin bir sekilde
- Kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.
Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister.
Faturanın altına aynen şunu yazar.
T.S.P 500$ ve resepsiyon memuruna uzatir.
- Ver bakalim 100$ sizin de bana 500$ borcunuz vardir,
der Temel.
Resepsiyon memuru şaşırır
- T.S.P ne oluyor?
- Temel"i sikme parasi.
- Aman efendim olurmu öyle sey estağfirullah.
der resepsiyon memuru
- Kardesim Temel burdaydi sikseydiniz bütün gece müsaittim!

1 Şubat 2009 Pazar

Dede

Adamın biri bara girmiş , masaya çıkarak bağırmış ;
- Ey ahali ben adamın cinsel organını dah deyince kaldırır , duh deyince indiririm.
Herkes gülmüş ama adam iddialı , 18 yaşında bir çocuk bulmuşlar , adam dah demiş çocuğun aleti dimdik , duh demiş hemen inivermiş . Bu gençtir her zaman organı kalkabilir diyerek 80 yaşında bir dedeyi ileri itmişler hadi sıkıyorsa bunu kaldır demişler . Adam dah demiş , dedenin alet dimdik , dede hışımla silahını çekerek bağırmış ;
- Duh diyeni yakarııııım laaaaaaaaan

Brejnev Küba

Brejnev, Küba'ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap. Adı "Brejnev Küba da" olsun diye.

Ressam:
- Hadi oradandemiş.
- Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba'ya gelmedi. Şimdi ben nasıl ,Brejnev Küba da diye atmasyondan resim yaparım?


Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.
- Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz
diye. Vermişler. Temel bir hafta sonra, Kübalılar'ı çağırmış.
- İşte tablonuz demiş.

Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.
- Bu ne?" diye gürlemiş Turizm Bakanı.
- Bu ne?.. Bu kadın kim?
- Brejnev'in karısı!" demiş, Temel.
- Peki bu üstündeki adam kim?
- Brejnev'in uşağı!
- Peki Brejnev nerde ulan!
- Brejnev Küba'da" demiş Temel!

30 Ocak 2009 Cuma

Vazelin

Adamın biri motosiklet almış. Satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek:
- Yağmurlu havalarda bunu metallere sür, pas yapmaz demiş. Adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşına gitmiş. Akşama doğru kız:
- Gel seni bize götürüp ailem ile tanıştırayım, hem de akşam yemeği yeriz. demiş. Hemen arkasındanda bir hatırlatmada bulunmuş.
- Yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. Konuşan olursa o bütün bulaşıkları yıkar. Adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık... Uulan bir konuşursak yandık demiş... Yemek yerken aklına "Ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez." fikri gelmiş. Kızın elini tutmuş, kimseden çıt yok. Bir de öpeyim demiş, Öpmüş gene çıt yok.. Ulan ben bununla bu işi burada pişireyim demiş. Herkesin gözü önünde kızla yatmış ama gene çıt yok.. Adam iyice pişkinliğe vurup yahu bunun anası da güzelmiş deyip onunla da yatmış. Gene çıt yok. Tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış. Bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış.

- Tamam tamam koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım

Türk Cehennemi

3 Alkolik Arkadaş içtikleri rakıdan zehirlenerek ölmüşler ve Ahirete gitmişler. Ahirette bunlara sırasıyla sormuşlar:
AB cehenneminemi gitmek istersiniz yoksa Türk cehennemine mi?
Bunlar Merakla sormuşlar:
- Ne fark varki aralarında demişler. Bunun üzerine Ahiretteki görevli:
- Avrupa cehenneminde kaşıkla bok yersiniz, Türk cehenneminde Kepçe ile yersiniz diye cevap vermiş.
1. ve 2. Türk uyanıklık yapmış ve:
- Bizi Avrupa cehennemine gönderin demişler ve AB cehennemine gitmişler.
3. Türk ise:
- Ben Türküm cezamıda Türk cehenneminde çekerim demiş ve Türk cehennemine gitmiş.
3 gün geçmiş, 6 gün geçmiş AB cehennemindeki Türkler kaşık kaşık bok yemekten sıkılmışlar.
- Ya demişler - Biz sıkıldık bizim diğer arkadaş kepçe kepçe yiyo sıkılmadımı diye merak etmişler ve bakmaya gitmişler. AB cehenneminin kapısından girmişler bakmışlar arkadaşları oturuyo boş boş. Sormuşlar
- Ya biz sıkıldık kaşık kaşık bok yemekten sen sıkılmadınmı? Nasıl dayanıyosun?
Arkadaşları cevap vermiş:
- Burası Türk cehennemi, Birgün kepçe var bok yok, bi gün bok var kepçe yok. Anlıyacağınız ne bi bok yediğimiz var nede bi bok yaptığımız.

Niye Polise

Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş.
Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken
hemen önü sıra da çok güzel endâmlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş.
Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak başlamış dil dökmeye:
- Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya
saçların omuzlara dökülüşü.

Kadın omuzunun üzerinden arkasına şöyle bir
bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat
Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
- Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekişiniz ne de hoş... Sizinle
birlikte olmak her halde hayata bedeldir.
Ve daha neler ne dil
dökmeler. Tam bu sırada Kızılay Meydanı'na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına
ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat
Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm! Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses
tonunu yumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?

Taksici

Nasil yagmur, nasil firtina, adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur..
Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak
- Ohoo orasi çok yakin alamam seni der ve gazlar gider..
Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi
basarir.. Ertesi gün sans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin
önündeki taksi duragindadir ve üçüncü siradadir.. Hemen plan yapar ve
ilk taksi söförüne yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?'
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalim
- Hadi be sapik misin, defol..
Adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalim
- Vay sapikkk vayy defol
Sira üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir..
Adam yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartim var
- Nedir?
- Giderken diger taksicilere el salliyacaksin
- Ayibettin abi tabii

29 Ocak 2009 Perşembe

Sinkler

Sekiz yaşındaki erkek çocuğu elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmiş ve sonra da:

- Anneee!! diye çağırmış...
- Sineklerin erkeği olur mu? Anne bu masum sorudan kuşkulanmadığı için:
- Olur yavrum cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş:
- Peki sineğin dişisi olur mu? Kadın o zaman soruların içinden çıkılmaz bir yere gideceğini sezip yan çizmiş ve:
- Olmaz evladım demiş.
Çocuk aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin üzerine yapıştırmış:
- İbneler!

Bizde Çalışanı

Odanın birine 1 kadın, 1 ütü ve 1 gömlek koymuşlar. 5 dakika içinde gömleği ütüleyip, kadınla beraber olan kişi kazanacakmış.
Japon, almış ütüyü eline gömleği bir güzel ütülemiş. Kadına sıra gelince süre bitmiş. Çıkışta:
- Bizde prensip budur demiş: Önce iş gelir.
Fransız girmiş ve hemen kadına saldırmış. Ütüye sıra gelince süre bitmiş.
Çıkışta:
- Bizde prensip budur demiş: Önce aşk gelir.
Türk girmiş. Girer girmez vermiş kadına ütüyle gömlegi, o ütülerken kadının işini bitirmiş ve kazanmış. Çıkışta:
- Bizde prensip budur demiş, Çalışanı sikerler

Baktık Durmuyo

Temel'in babası vefat eder...
Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"

Yazar Temel

Temel bir gün bir kitap yazmaya karar verir ve hemen Orhan Pamuk'a koşar
- Sevgili üstat, ben bir kitap yazmaya karar verdim ama çok satsın istiyorum ne yapmalıyım ? der.
Pamuk:
- Bak Temel Türkiye'de tutan üç şey vardır. Birincisi seks, ikincisi asalet, sonuncusu da de gizem. Sen kitaba bunları içeren bir başlık koyarsan kitabın en az on bin satar. Temel hemen başlamış kitabi yazmaya, 3 ay sonra geri gelmiş. Orhan Pamuk kitabın adını sormuş, Temel de:
- Kontesi kim sikti? demiş. Orhan:
- Afferim, çok güzel olmuş, kontes ile asaleti, sikmekle seksi vurgulamışsın, kim de gizemle ilgili. Ama sana söylemeyi unuttuğum bir şey daha var. Bu baslığa bir de din katabilirsen en çok satanlar listesine tepeden girersin. Temel yine çıkmış ve kitabı değiştirmeye başlamış. 1 ay sonra tekrar geri gelmiş. Orhan Pamuk kitabin adini sorunca Temel:
- Allah Allah, kontesi kim sikti?

Küfürbaz Papağan

Kadının biri bir petshop a gider ve "bir papağan almak istiyorum" der.Mehmet ismindeki petshop sahibi:
- Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın
- Hayır almak istiyorum der ve papağını alır.
Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde hoşgeldin orospu diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin orospu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey:
- Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın... Kadın inanmayarak da olsa tamam der ve gider.
Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır:
Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana
- Hoşgeldin orospu diycem. der.
Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- Hoşgeldiniz hanımefendi diycem der.
Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?
- Hoşgeldiniz hanımefendi
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- Hoşgeldiniz hanımefendiler diyeceğim.
Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- Hoşgeldiniz beyfendi diycem. peki yanımda 2-3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi orospu!!!

5 Yolcu 4 Paraşüt

5 yolcusu ile seyahat eden uçak düşmek üzere. Ve maalesef 4 paraşüt var.
1. yolcu:
- - Ben Shaquille O'Neill, NBA'in en kıymetli oyuncusuyum . Bana bir şey olursa LA Lakers zor duruma düşer,benim yaşamam lazım, diyor ve alıp 1. paraşütü atlıyor.
2.yolcu:
- Ben Hillary Clinton , NY senatörü ve belkide geleceğin Amerika nın ilk kadın Başkan adayıyım, benim de yaşamam lazım diyor ve 2. paraşütü alıp atlıyor.
3.yolcu:
- Ben George W. Bush . Amerika Başkanıyım. Dünya üzerinde politik sorumluluklarım , bombalayacağım yerler var daha .Aynı zamanda Amerika tarihinin gelmiş geçmiş en ZEKİ başkanının ölmesine izin vermezsiniz diyip atlıyor.
4.yolcu Papa son yolcu olan 10 yaşındaki çocuğun gözlerinin içine bakıp:
- Evlat ben yaşlı bir adamım, yaşayacağımı yaşadım, bu son paraşütü alıp atlamak senin hakkındır diyince , çocuk Papa'ya bakıp, gerek yok amca geriye 2 paraşüt kaldı , Şu Amerikanın en zeki başkanı benim okul çantamı alıp atladı...

Daha dün akşam yoktu

Temel istanbul'da vapur turlari düzenleyen bir denizcidir.
Bir gün amerikalı'nın birisi gelir temel'den boğazı gezdirmesini ister temel'de kabul eder boğaz turu yaparlarken amerikalı bir yalı görür ve temele sorar temel Türkler bu yalıyi kaç yilda yapmislardır diye sorar.
Temel atar:
- 5 yıl diye cevap verir.
Sonra amerikali der: - Biz olsaydik 2 yilda yapardik der.
Temel aldırış etmez amerikalı yine bir yalı görür sonra temel'e:
- Türrkler bunu ne kadar zamanda yaptı der. Temel bu defa daha uynaik bir cevap veriri:
- 2 yıl der. Amerkalı lafın altinda kalırmı:
- Bizde 1 yilda yaparlardı diye cevap veririr. Temel kızar sonra boğaz köprüsünün altına gelirler temele döner amerikalı ve sorar:
- Temel bu köprüyü Türkler ne kadar zamanda yaptılar diye sorar. Temel bakar hayretler içerisinde cevap veririr
- aaaaaaa dün akşam bu burda yoktu yaaaaaaa

3 Deli

3 tane deli varmıs.Doktor 3'üne bir tane soru soracakmış bilirlerse tımarhaneden çıkartcakmış.Soruyu sormuş.
-3 kere 3 kaç eder.
Birinci deli 262 demiş.
İkinci deli cumartesi demiş.
Üçüncü deli ise 9 demiş.
Doktor da aferim oğlum bildin seni çıkartıcağım ama nasıl bulduğunu merak ettim.Çok kolay doktor bey 262'den CUMARTESİ'ni çıkarttım...

Araba

İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış :
- "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş...
Kayserili de bunun üzerine:
-Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...

Kadınlar için

Kayserili Pire Memet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş. Bir hemşehrisi önüne geçmiş:
- Ne yapıyorsun, burası kadınlar için...
Uçkurunu eline almış olan Pire Memet:
- "Bu da kadınlar için!" deyip içeri dalmış.